KADIN İŞ GÜCÜ ARTMALI
KADIN POLİTİKASI DEĞİŞMELİ
Ege Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, kadın istihdamında gerileme olduğunu belirterek bu konuda hükümet organlarınca acil önlemler alınması gerektiğini bildirdi. Kaya, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranının 1990 yılında yüzde 34.1 iken, bu oranın son dönemde yüzde 25,9 olarak gerçekleştiğini vurguladı. Türkiye’nin de üye olduğu İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 61.8’lere çıktığını anımsatan Kaya, “Türkiye mevcut haliyle, OECD ortalamasının çok gerisindedir. Kişi başına düşen milli geliri 10 yıl içinde 25 bin dolara çıkarmak istiyorsak, kadınları ekonomiye daha fazla dahil etmek zorundayız” diye konuştu.
KADINLARA FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI
Kadınların eğitimden ekonomiye, siyasetten toplumsal yaşamın tüm alanlarına aktif biçimde katılmalarının sadece demokrasinin değil, toplumsal gelişmenin de bir gereği olduğunu söyleyen Seda Kaya, “Kadınların toplumun her alanında yer alması, kalkınmayı da hızlandıracak önemli etkenlerden biri. Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için kadınlara da fırsat tanınmalı, cinsiyet eşitliği fiilen sağlanmalı. Güçlü Türk ekonomisi ve toplumsal kalkınma için kadınların istihdama katılım oranları mutlaka arttırılmalı” dedi. Kadın istihdamı konusunda gerek özel sektörün gerekse sivil toplum örgütlerinin destekleyici çalışmalarının olduğunu vurgulayan Kaya, bu konuda hükümetin yapacağı yasal düzenlemelerle iş hayatında kadın oranının arttırılabileceğini söyledi.
14 MİLYON KADIN İŞ GÜCÜNE KATILMIYOR
Kadınların içinden öğrencilik, yaşlılık, hastalık gibi zaruri sebepler çıkarıldığında çalışabilir durumda olan ama iş gücüne katılamayan yaklaşık 14 milyon kadın olduğunu ve bu sayının tüm ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 5,5’ine eşit geldiğini de ifade eden Kaya, “Türkiye’de kadın nüfusu yaklaşık 38 milyon civarında. Çalışan kadın sayısı ise sadece 7.6 milyon. 2013 Eylül ayı itibarıyla iş gücüne dahil olmayan yaklaşık 19 buçuk milyon kadın bulunmakta. Yalnızca ev işleriyle meşgul olduğu için iş gücüne dahil olmayan kadınların sayısı ise yaklaşık 11 buçuk milyon. Sonuç olarak, tüm iyi ihtimallerle öğrencilik, yaşlılık, hastalık gibi zaruri sebepler çıkarıldığında çalışabilir durumda olan ama iş gücüne katılamayan yaklaşık 14 milyon kadınımız bulunmakta. OECD ülkelerinde kadınların işgücüne katılım oranı ortalama yüzde 61.8 iken ülkemizde bu oran yüzde 25,9” dedi.
KADIN İŞ GÜCÜ TOPLUMDAN SOYUTLANMAKTA
Türkiye’de uygulanan kadınlara yönelik istihdam politikalarının daha çok çalışabilir durumdaki kadınlara yönelik olduğuna işaret eden Kaya, söz konusu politikaların iş gücüne katılmayan kadınların üzerinde yoğunlaşması gerektiğine değindi. Türkiye Sanayi Strateji Belgesi ile Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi’ne göre, Türkiye’de bugün kadın emeğine dayanan tekstil gibi sektörlerde Vietnam’la, Çin’le rekabet edecek ihracat hamlesinin hedeflendiğini kaydeden Kaya, “Bunun için ucuz kadın işgücü potansiyeli cazip kılınmaktadır. Bu da uzun çalışma saatleri, yoğun iş günü, ucuz ücretler anlamına gelmektedir. Açıkçası, hükümet, kadın politikalarında hem kadını “annelik”, ev kadınlığı gibi ataerkil nosyonlarla eve yönlendirmekte hem de kadını kapitalist birikim ve esnek çalışma için ucuz, itaatkar, “ideal” işgücü havuzunda görmektedir. Bu da kadın iş gücünü toplumdan soyutlamaktadır” dedi.