En büyük beklentimiz, hızla normalleşme…

Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD), İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesi olarak; ülkemizin yaşadığı bu olağanüstü günlerde, hem demokrasiye olan inancımızı ve bağlılığımızı vurgulamak hem de huzur, güven ve refah dolu yarınlara ilişkin temennilerimizi ve görüşlerimizi paylaşmak üzere buradayız.

Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz’da, tarihinin en kara gecelerinden birini yaşadı. Devletin kılcal damarlarına kadar sızmış hainlerin kalkışması, aziz milletin cansiperane gayretiyle önlendi. Temellerini Mustafa Kemal Atatürk’ün ve kahraman silah arkadaşlarının attığı çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, devleti ve milletiyle demokrasiyi içine sindirdiğini, ona sahip çıktığını en güçlü şekilde gösterdi. Bu yolda canlarını hiç düşünmeden feda eden kahraman sivil, polis ve asker şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı; yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Onlar unutulmayacaklar ve gelecek nesillere her daim örnek olacaklar.

Ülkemizin bir daha asla böyle bir skandalla karşı karşıya kalmaması, utanç verici darbe girişimleriyle anılmaması en büyük dileğimizdir. Hükümetimizin de bu bilinçte olduğunu memnuniyetle görüyoruz, izliyoruz. “Devleti ele geçirme” hedefiyle, dış güçlerin desteğini de alarak yıllardır her alanda kadrolaşan, örgütlenen “FETÖ” yapılanmasının ve benzeri tüm terör örgütlerinin, canlanmamak üzere tasfiye edilmesi gerekmektedir. Çağdaşlığın kriterleri bellidir. Kimsenin din, dil, ırk, mezhep, sınıf gibi ayrımlarla ötekileştirilmediği, insan haklarına saygılı, barış ve kardeşlik hedefiyle yaşayan, kadrolaşmanın olmadığı, her işin ehline verildiği, çağdaş eğitim düzeninin tesis edildiği, altyapı, ulaşım, sağlık gibi hizmetlerin muasır medeniyetler standartlarında verildiği, iş barışının sağlandığı, üretime ve istihdama dayalı ekonomik düzenin tam anlamıyla kurulduğu, yarınlara sağlam adımlarla, güvenle ve istikrarla yürüyen bir Türkiye istiyoruz.

Bu yolda, ülkemizin tamamında üç aylığına ilan edilen “olağanüstü hal” durumunun en doğru ve verimli şekilde değerlendirilmesi, deyim yerindeyse her yerdeki “çürük elmaların” ayıklanması, ancak bu yapılırken kurunun yanında yaşın da yanmamasına azami dikkat edilmesi şarttır. Temennimiz, yargılamaların en adil şekilde ve hızla tamamlanması, kamu vicdanının en üst düzeyde tatmin edilmesi ve en kısa sürede “normalleşmenin” sağlanmasıdır. Ülke olarak hepimiz, bir an önce işimize, gücümüze odaklanmalıyız. Zira dünya durmuyor; bizim de durmak gibi bir lüksümüz olamaz. İş dünyası olarak bizler, ülkemiz için ara vermeden çalışmaya, üretmeye ve istihdam yaratmaya devam ediyoruz. Hedefimiz, daha çok çalışmak, daha fazla üretmek ve çok daha fazla insanımıza ekmek sağlamaktır.

Değerli basın mensupları, son olarak sizler aracığıyla milletimize canı gönülden bir çağrı yapmak istiyoruz…

Bu vatan bizim, bu bayrak bizim, bu devlet bizim. Bizler, bu ülkenin kurtuluşu için omuz omuza çarpışmış, kucak kucağa şehit olmuş ataların evlatlarıyız. Kavgalara, hiziplere kurban vermeyi, zaman ve para kaybetmeyi daha ne kadar sürdüreceğiz? Artık sağ-sol, Türk-Kürt, sünni-alevi gibi ayrımları bir yana bırakmanın zamanıdır. Önyargılardan sıyrılmanın, birlik-beraberlik olmanın tam vaktidir. Gelin, hasretle ve kardeşçe birbirimize sarılalım. Ülkemiz için, evlatlarımız için el ele, gönül gönüle aydınlık yarınlara yürüyelim…

Saygılarımızla…