EGİAD’lı Aile Şirketlerinin Başarısı İçin Yönetim Akademisi Düzenlendi
EGİAD Kurumsal Yönetim, Sosyal Sorumluluk, Eğitim & Araştırma Komisyonu tarafından, aile şirketlerinin kurumsallaşmasına yönelik seminerler dizisi olarak planlanan EGİAD Yönetim Akademisi, EGİAD Dernek merkezinde düzenlendi. Akbank – Taider – Deloitte – Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleşen seminerde “Aile Şirketleri Araştırma Sonuçları” hakkında bilgilendirme gerçekleştirilerek, sürdürülebilir bir başarı için Aile şirketlerinin izlemesi gerekenler adım adım aktarıldı.
Aile şirketleri sadece Türkiye’de değil, dünyada da oldukça önemli bir konuma sahip. Türkiye’de tüm işletmelerin yüzde 95’ini, ABD’de yüzde 90-95’ini, İngiltere’de yüzde 75’ini, İspanya’da yüzde 80’ini, Almanya’da yüzde 60’ını aile şirketleri oluşturmakta. Türkiye’de aile şirketleri GSMH’nın yaklaşık yüzde 75’ini ve istihdamın da yaklaşık yüzde 85’ini sağlıyor. Dolayısıyla, bir aile şirketinin kurulması, yaşaması ve büyümesi; nesilden nesile sürdürülebilirliği, ekonomi açısından da büyük bir önem taşımakta. Aile işletmesi kavramı çok eski yıllara dayansa da, kurumsallaşma yeni kuşaklarla tanıştığımız bir kavram olarak karşımıza çıkmakta. Bu bilinçle hareket eden EGİAD, düzenlediği Yönetim Akademisi kapsamında Aile Şirketlerine bir pencere açtı.
Toplantının açılışını yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Buğra İlter, aile şirketlerinin Dünya ve Türkiye ekonomisine yön veren en önemli aktörlerden biri olduğunu vurgu yaparak, bu tür şirketlerin başta iş dünyası olmak üzere, yatırımcıların, hükümetlerin, akademisyenlerin kısacası toplumun tüm paydaşlarının ilgi odağı olduğuna dikkat çekti. Sürdürülebilir bir başarı için, aile şirketlerinin adillik, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sorumluluk temel ilkelerinden oluşan kurumsal yönetim ilkelerini benimsemesi gerektiğini ifade eden EGİAD Başkanı İlter, “Türkiye ekonomisi gelirinin yaklaşık %90’ını üreten aile şirketleri, iyi yapılandırıldığında ve nesiller arası geçişler doğru ve başarılı bir biçimde yönetildiğinde, ülkemiz ekonomisinin geleceği için önemli fırsatlar sunmakta. Aile şirketlerinde yeniden yapılanma ve kurumsal dönüşüm sürecinin doğru yönetilmemesi uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzün zayıflamasına da neden olabilmekte. Ülkemizdeki aile şirketleri hakkında bazı veriler, aile şirketlerinin sürdürülebilir başarısının ülkemiz açısından önemini daha çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır. Aile şirketlerinin %52’si üretim, %16’sı inşaat, %6’sı ise tüketici ürünleri gibi ülke ekonomisinin belkemiği sektörlerinde faaliyet göstermekte. Nesilden nesile geçmekte çok zorlanan aile şirketleri, özellikle kurumsallaşamama, devir planının olmaması, Aile Anayasası kültürünün yerleşmemiş olması gibi önemli sorunlar sebebiyle varlığını sonlandırabilmekte ya da güç duruma sokabilmekte. Bağımsız yönetim kurulu, düzenli aile toplantıları ve aile meclisi anayasası ile Aile Şirketleri gelecek vaad etmeye devam etmekte” dedi.
Deloitte Türkiye Baş Hukuk Müşaviri Lerzan Nalbantoğlu ise, istatistiksel olarak Aile Şirketleri değerlendirmeye aldı. Türkiye aile işletmelerinin %38’inin birinci, %47’sinin ikinci, %13’ünün üçüncü kuşak olarak yönetildiğini dile getiren Nalbantoğlu, “Aile şirketlerinin ortalama ömrünün 25-30 yıl olduğu göz önüne alındığında, ülkemizdeki aile şirketlerinin yakın gelecekte nesiller arası yönetim ve sahiplik geçiş süreçlerinin daha yoğun olarak gerçekleşeceğini söylemek mümkündür.” Dedi. Aile Şirketlerinin avantajlarına da değinen Lerzan Nalbantoğlu, “Aile şirketlerinin hızlı karar alabilmeleri, aile değerleri etrafında kenetlenmiş başarıya odaklı bir ekibe ve üst seviyede çalışan bağlılığına sahip olmaları ve ailenin, şirketi kendi aile itibarları ile özdeşleştirerek şirketin başarısını özel hayatlarının dahi önünde tutması, başarıyı ve büyümeyi de birlikte getirmektedir. Aile şirketleri kurumsallaşmaya çalışırken, kurumsallaşmış dünya devi şirketlerin dünyaya “biz bir aileyiz” mesajı veriyor olması, aile şirketlerinin doğru yönetildiğinde diğer firmalara göre daha güçlü olabileceğini göstermektedir” dedi.