Son Gelişmeler Işığında İran

ABD’nin İran’a Yönelik Yaptırımları Türk İş Dünyasını Tedirgin Ediyor

ABD’nin İran’a yaptırımları, iş dünyasını tedirgin ediyor. Orta Asya ile Körfez’e ulaşımda ana transit ülke olan İran’a yönelik uygulanan yaptırımların ikinci aşaması başlamadan önce konuyu masaya yatıran EGİAD iş dünyası, acil önlemlere ilişkin değerlendirmede bulundu. İran ile ticaret yapan işadamı Hasan Çelebioğlu’nun da katıldığı “Son Gelişmeler Işığında İran” başlıklı toplantıda ABD yaptırımları ve sonuçları tartışıldı.

İran’ın ABD dolarına erişimini, devlet tahvili satmasını, altın ve diğer değerli madenler ile çelik, alüminyum, kömür gibi metallerle ticaret yapmasını ve yolcu uçağı ya da parçalarını ithal etmesini engelleyen yaptırım paketi 7 Ağustos’ta ABD tarafından uygulanmaya başlanmıştı. ABD’nin İran’a yönelik ikinci yaptırım paketi 5 Kasım’da devreye girecek. Bu aşamayla İran Ulusal Petrol Şirketi, İran Petrol Ticaret Şirketi ve Ulusal Tanker Şirketi’ne ambargo başlayacak. Dünyanın 4. büyük petrol ülkesi olan İran, karardan ağır şekilde etkilenecek. Kararla İran’ın petrol geliri 60 milyar dolardan 30 milyar dolar civarına gerileyecek. Yaptırımlardan İran’la ilişkisi olan üçüncü ülkeler de etkilenebilecek. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bu ülkelerin yaptırımdan uğrayacağı zararlar ise tazmin edilmeyecek. Kararın ardından, uzun süre ambargodan muafiyet isteyen ancak ABD’den karşılık bulamayan ülkemizin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunmak üzere EGİAD İş dünyası ikinci kısım ambargoya kısa bir süre kala konuyu masaya yatırdı. Türkiye’nin uluslararası camiadan kopmadan, ambargonun hissedilmemesi için temkinli bir diplomasi yürütmesi gerektiğini ifade eden EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlter, İran’la doğalgaz ticaretine dikkat çekerek, “Doğu illerimizin doğalgaz temini, sınır komşuluğu başta olmak üzere İran ile birçok ticari anlaşmamız bulunuyor. Van üzerinden İran’a küçük sanayi ürünleri, oto yedek parçası, mobilya ve tekstil satılıyor. İran ile Van arasında 40 milyonu ithalat, 60 milyonu ihracat olmak üzere 100 milyon dolarlık ticaret hacmi var. Türkiye ile İran arasında 10 milyar doların üzerinde ticaret hacmi var. Bunun yaklaşık 7.5 milyar dolarını ithalat, 3.2 milyar dolarını ise ihracat oluşturuyor. Yaptırımlar İran’da petrolden sonra gelen ikinci büyük sektör olan otomotiv sektörünü de etkileyecek. Avrupalı otomobil üreticileri Peugeot, Renault ve Citroen gibi şirketler ABD yaptırımları nedeniyle Tahran’la ticareti durdurduklarını açıkladılar. İran 80 milyon nüfusu, 80 Milyar $ petrol ve doğalgaz geliri ile Türkiye’nin ihracatı açısından ciddi bir potansiyel taşımaktadır. Bu potansiyelden mahrum kalmamız gerekir.” dedi.

İran Ambargosu Ortadoğu’yu İstikrarsızlaştıracaktır

Yaptırım uygulamalarının tamamı devreye girmeden mutlaka önlem alınması gereğinin altını çizen EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlter, “Amerika’nın İran’a karşı tek taraflı adımları Türkiye’nin de aralarında olduğu ABD’li müttefikler arasında ciddi sorunlara neden oldu. İran’ın tecrit edilmesi dünya için güvensiz bir ortam yaratırken, Orta Doğu’nun da daha çok istikrarsızlaşmasına sebep olacaktır. ABD’nin dünyadaki tüm diğer ülkelere kendi görüşlerini empoze etmeye çalıştığı bir durumla karşı karşıyayız. Bunun çeşitli cephelerde güçlü tepkilere yol açtığını da görüyoruz. Avrupa Birliği gibi yakın ortakları da dâhil olmak üzere kimse Amerikalılarla birlikte hareket etmek istemiyor. Fakat asıl soru şudur: Hoşlanmasalar bile, Amerikalılarla birlikte hareket etmeye zorlanacaklar mı? Cevap büyük olasılıkla evet olacakmış gibi görünüyor. Doğalgaz anlaşmaları uzun süreli anlaşmalar olduğu ve boru sistemi ile dağıtımlar yapıldığı için bu tür anlaşmaları ani uygulamalarla değiştirmek mümkün olmamakta aksi takdirde yüksek tazminatların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle şu anki ambargo kapsamında doğalgaz bulunmamaktadır. Türkiye’nin İran ile olan gaz anlaşması sürmektedir ve anlaşmaya göre devam edecektir. Bu konuda bir problem veya tereddüt yoktur. Geçmişte uygulanan muafiyet petrol alımları sözkonusu olmuştur. Türkiye’ye bu muafiyet bazı ülkelerle beraber geçmişte tanınmıştır. Ancak bu kez, bu muafiyetin Türkiye dâhil hiçbir ülkeye tanınmayacağı ifade edilmektedir. Ambargoları delmenin önemli maliyetleri olacaktır. Her ülke, kurallara uymamanın maliyetine değip değmeyeceğine kendisi karar vermek durumundadır.” diye konuştu.
Toplantıda konuşulan bir diğer başlık ise, Birleşmiş Milletler uygulamalarıydı. Türkiye’nin her platformda BM uygulamalarını takip edeceğini dile getirdiğini ifade eden İlter, “Ancak Türkiye için yasal olan bir işlemde firma veya kişiler ABD yaptırımlarına tabi tutulur ise ne olacaktır? Türkiye Cumhuriyeti bu firma ve şahısların korunması için neler yapabilecektir? Yoksa bireyler kendi başlarının çaresine mi bakacaklardır? Bu konuda çalışmaların acilen yapılması elzemdir” dedi.