Eğitimde Markalaşmak

İzmir’in önemli markalarıyla genç iş insanlarını buluşturan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, son marka toplantısında eğitimde lider kurumlardan İzmir Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış’ı konuk etti. Pandemi sürecinde sağlık kadar toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen eğitimdeki gelişmelerin ve markalaşmanın konuşulduğu etkinliğe ilgi büyüktü.

Eğitim dünyasında dönüşümün dinamiklerini ortaya koyan ve 80’nin üzerinde katılımcının yer aldığı etkinlik EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Günümüzde markanın, ticaretin olmazsa olmaz koşulu haline geldiğini belirten EGİAD Başkanı Aslan, “Markalar firmaların ayakta kaldıkları sürece hatta bazen firmalardan bile uzun süre yaşayabilirler, ürünler ise bir süre sonra kullanım dışı kalıp yok olup gidebilirler. İşte uzun süreçte kazanmak ve pazarda varlığını sürdürmek isteyen firmalar bundan dolayı markalarına yatırım yapıyorlar ve marka olmak için uğraşıyorlar. Bu gerçekten uzun soluklu bir süreçtir. Bugün yatırım yapıp yarın sonuç almak gibi beklentileri olanlar hayal kırıklığına uğrayabilirler. Bu süreçte ancak uzun soluklu davranabilenler kazanabiliyor” dedi. Bütün sektörler için geçerli olan markalaşmanın eğitim sektörü için de geçerli olduğunu hatırlatan EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Yoğun rekabetin yaşandığı, toplumların bilinçlendiği günümüz koşullarında öğrencinin eğitim hizmetini satın alması, okulu tercih etmesi için haklı bir gerekçesinin bulunması gerekir. Eğitim kurumunu kendisi ile özdeşleştirmeli, yaşam biçimi ile ilişkilendirmeli ve hizmeti satın almayı yaptığında kendini iyi hissetmelidir. Son 10-15 yıldır Türkiye’de belli sayıda eğitim kurumları markalaşma sürecine girmiştir. Bazıları güçlü bir marka olarak kendilerini hissettirmeye başlamışlardır. Bu süreçte ayakta kalmak ve süreklilik göstermek isteyen tüm özel eğitim kurumlarının tek çaresi markalaşmak ve kaliteli hizmet vermektir. Çünkü kalite günümüzde bireysel ve kurumsal başarının anahtarı olarak kullanılmaktadır” diye konuştu.

Türkiye’de Çok Yönlü Eğitime İhtiyaç Var

Eğitimde marka olmanın üretimde marka olmaktan çok daha zor olduğunu dile getiren EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, “Kendimizden pay biçersek; kendi çocuklarımızın nasıl da üzerine titriyoruz her ayrıntıya nasıl da önem veriyoruz. Karşımızdaki eğitim kurumu bu bakış açısında ve olağanüstü hassas binlerce kişi ile sürekli ilgilenmek durumunda. Eğitim, içinde birçok dinamiği barındıran bir sektör. Değişim yapılırken de çok dikkatli olmak gerekiyor. Eğitimin en büyük riski bu. Çıktıları çok geç olduğu için, değişimin planlamasını da çok düzgün yapılmalı. Türkiye’de çok yönlü bir eğitime ihtiyaç var. Akademik başarı zaten zorunlu, olmazsa olmaz bir şey. Okulun onun üstüne ne koyabildiği önemli. Çocuğu hayata hazırlamada, okulun akademik başarısının üstüne ne koyabildiği önemli” şeklinde konuştu.

Eğitimde Markalaşma Tüyoları

Türkiye’nin vakıflar haricinde kurulan ilk özel okulu İTK İzmir Türk Koleji’nin, 3. kuşak yönetimiyle 70 yılı aşkın bir geçmişe sahip bulunduğunu dile getiren Genel Müdür Yiğit Tatış ise, misyon ve kuruluş hikâye sürecini aktararak konuşmasına başladı. Kurum kültürü ve kurumsallaşmanın önemine de değinen Tatış, iyi bir markalaşma için bu yapıyı koruyan uzgörülü yapının çalışanlara kadar aktarılması gerektiğini ifade etti. Atatürk ilkelerinin kendileri için önemli bir çizgi olduğunu ifade eden Yiğit Tatış, sadece bir okul markası değil toplumsal hizmet çerçevesinde bir amacı görev edindiklerini vurguladı. Mezunlarının başarısının kendileri için önemli bir gösterge olduğunu kaydeden Tatış, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kurucumuzun attığı değer tohumlarıyla, uzgörüsüyle, gençlere verdiği önemle, etik değerleriyle, çalışkanlık ve dürüstlük anlayışıyla, eğitim sistemimize bakış açımızla bir marka yarattık. Mezunlar derneğimiz bizim çizgimizin dışına çıkmamamızı sağlayan en güzel denetmen kurumlarımızdan biri olarak işlemekte. Biz bu yönümüzün de güçlü olmasını istemekteyiz. Her markanın sorumluluğu var. Marka sahibinin manevi sorumluluğu taşıması gerekir. Ancak böyle markaların geleceği kalıcı olabilir.”

Pandemi Süreci Teknoloji Tabanlı Eğitime Geçmeyi Sağladı

Pandemi sürecindeki eğitim şartlarını da değerlendiren İTK İzmir Türk Koleji Genel Müdürü Yiğit Tatış, orta öğretim ile yüksek okul sürecinin farklı değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Yüksek okul teknoloji tabanlı eğitime zaten geçmek üzereydi ve geçmeliydi. Bu süreç üniversitelerin vizyonunu açtı. Orta öğretimde ise sosyal becerilerin geliştirilmesi kapsamında yüz yüze eğitime ihtiyaç duyulmakta. Teknoloji sayesinde akademik eğitim verilebilmekte. Ama psikolojik gelişime uzaktan destek olmak zor. Teknoloji sayesinde çocuklar bu süreci çok az kayıplarla atlatacak. Ancak bu süreç için devlet okullarında çocukların özel okullara göre geri kalması söz konusu olabilir. Esnek çalışmalar yapılırsa devlet okulları için de durum değişebilir. Eğitim sektörü geleneksel ve dirençli yapısıyla bugüne kadar teknoloji tabana tam olarak geçmemişti. Covid’in bu sektöre böyle bir katkısı oldu diyebiliriz. Eğitim teknolojilerinin faydasını görmüş olduk. Aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin ne kadar zor olduğuna evlerimizden şahitlik yaptık. Bu süreç mesleğin saygınlığını geri kazandırması açısından da önemli oldu. Bir ülkenin gelişimi için en önemli adım eğitim eşitsizliğini ortadan kaldırmaktır” dedi.

İzmir Türk Koleji ve Startupfon’dan Yatırım İşbirliği

Gelen bir soru üzerine İzmir Türk Koleji ile Tatış Holdingin, erken aşama yatırım platformu Startupfon ile bir iş birliği yaparak İTK Ventures markasını hayata geçirdiğini de hatırlatan Tatış, İTK Ventures’in özellikle eğitim teknolojileri alanında faaliyet gösteren girişimcilere destek olmayı hedeflediğini kaydetti. Tatış, “Yapılan iş birliği kapsamında eğitim teknolojileri girişimleri programa başvurabilecek, seçilen girişimlere yatırım, network, deneyim aktarımı ve ölçeklenebilmeleri konularında her iki kurum tarafından destek sağlanacak. İnsanların bilgi ve becerisinin gelişmesine katkı sağlayan her türlü girişim İTK Ventures’ın ilgi alanına giriyor” dedi.