Yeşil ve Mavi Dönüşüm Programı EGİAD’a Açıldı
Türkiye’nin ilk kalkınma ajansı olarak kurulduğu günden bu yana hazırladığı başta bölge planı olmak üzere tüm analiz, rapor ve çalışmalarında sürdürülebilir kalkınmayı hedef olarak belirleyen İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), 2021 yılı Ekim ayında ilan ettiği ve daha uzun bir süre üzerinde çalışmayı planladığı 50 milyon TL’lik Yeşil ve Mavi Dönüşüm Programı’nı EGİAD üyesi iş dünyasıyla paylaştı. İzmir’in karşı karşıya olduğu çevresel baskının azaltılması, bölgenin rekabet gücünün artırılması ve bu doğrultuda doğal kaynakların kullanımında gelecek nesilleri de dikkate alan bir yaklaşımın girişimciler ve üreticiler tarafından içselleştirilmesi, “sürdürülebilir üretim teknikleri” ve “sürdürülebilir üretim metot ve ekipmanlarının yerlileştirilmesi” için oluşturdukları Yeşil ve Mavi Dönüşüm Programı hakkında EGİAD’a değerlendirmelerde bulunulan toplantının konuğu, İZKA Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birim Başkanı Sinem Toktay’dı. Zoom üzerinden online olarak gerçekleşen toplantının moderatörlüğünü Prof. Dr. Fatih Dalkılıç gerçekleştirirken, açılış konuşmasını EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer yaptı.
Mavi Ekonomi Geleceğimiz
Yelkenbiçer, dönem teması olarak sürdürülebilirlik bağlamında yeşil mutabakat ve iklim krizi ile ilgili konuları önemsediklerini vurgulayarak, “Bizlere hem yol haritası hem de maddi destek sunan ciddi öneriler içeren bir webinar ile teoriden uygulamaya geçmek ve bizzat somut adımlar atmak adına çok önemli bir içerik gerçekleştirmekteyiz. Mavi olmadan yeşil olmaz. Çevre dostu olabilmek için önce mavinin, yani suyun temiz olması gerekir. Su temiz olmazsa; dünya temiz olamaz. Müsilaj sorunuyla boğuşurken gündeme geldi ama şimdilerde unuttuk sanki oysa yakın zamanda AB’nin Çevre Komiseri bunu net olarak ifade etti: Yeşil dönüşüm, mavi ekonomi olmadan mümkün olmaz. Daha sürdürülebilir, çevreci bir ekonomiye geçiş, ancak mavi ekonominin desteğiyle olabilir. Bu doğrultuda İZKA programının adını ve içeriğini çok önemli buluyorum. Mavi ekonomi dendiğinde denizleri ve denizlerdeki yaşam alanlarını korumayı anlamalıyız. Elbette buna balıkçılığı sürdürülebilir kılmak yani yanlış ve aşırı avlanmayı önlemek de dahil. Bununla birlikte suyun kirlenmesini asgari seviyeye indirmek için yenilenebilir, temiz enerjiye geçmek de mavi ekonominin kapsamında. Yani denizin, okyanusların enerjisini kullanarak enerji üretmek. AB çok yakında enerji ihtiyacının çok ciddi bir bölümünü sudan elde edecek çünkü Avrupa 2019 sonunda imzaladığı Yeşil Mutabakat’la birlikte zaten yeşil ekonomiye hızla geçiş yapıyordu. Şimdi mavi ekonomiyi daha da güçlendirerek, belli ki dönüşümü başka bir boyuta taşıyacak” dedi.
Makroekonomik hedeflerde yeşil dönüşüm önemli
Makroekonomik hedeflerde yeşil dönüşüme büyük yer verildiğini hatırlatan Yelkenbiçer, “Türkiye ekonomisinin 3 yıllık stratejilerini kapsayan ve eylül ayında kamuoyuyla paylaşılan 2022-2024 Orta Vadeli Program’ın makroekonomik hedeflerinde yeşil dönüşüm ile ilgili politika ve tedbirlere yer verildi. Yeşil dönüşüm için gerekli teknolojik gelişimlerin desteklenmesi, yeşil Organize Sanayi Bölgeleri’nin (OSB) teşviki ve sıfır atık uygulamalarının yaygınlaştırılması başlıkları üzerinde duruldu. Tüm bunlarla uyumlu olarak İZKA programına bizler de iş dünyası olarak sonuna kadar destek veriyoruz. Dilerim ki EGİAD üyelerinden programa başvurular olacaktır ve yakın zamanda bu projeleri paylaşan etkinliklerde duyurularımızı yapabiliriz” dedi.
İZKA Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birim Başkanı Sinem Toktay ise, İzmir’in özellikleri ve yapısal durumuna ilişkin ayrıntılı bir bilgilendirme yaparak sunumuna başladı. İzmirli destek bekleyen firmalara önümüzdeki dönemlerde çeşitli mekanizmalarla destek vermeye devam edeceklerini dile getiren Toktay, “Yeşil ve Mavi Dönüşüm Programı” nın hedefini ise şu şekilde açıkladı: “İzmir Bölgesi’nin karşı karşıya olduğu çevresel baskının azaltılması, bölgedeki ekonomik dayanıklılığın arttırılması ve bu doğrultuda doğal kaynakların kullanımında gelecek nesilleri de dikkate alan bir yaklaşımın girişimciler ve üreticiler tarafından içselleştirilmesi için Sürdürülebilir Üretim Teknikleri ve Sürdürülebilir Üretim Metot ve Ekipmanlarının Yerlileştirilmesi alanlarında öncü, özgün, örnek projeleri hayata geçirmektir.” Girişimciler ve üreticilerin başvurabildiği projenin süreçleri ayrıntılı olarak aktarıldı.