Sultanahmet Meydanında Meydana Gelen Patlama ile ilgili Basın Açıklaması

Dünya, Teröre Karşı Ortak Birliğe Gitmeli

İstanbul’un turistik merkezlerinden Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen terör saldırısını kınayan ve sonrasında ülke gündeminde yaşananları değerlendiren EGİAD Başkanı Seda Kaya, Türkiye’nin terör eylemleriyle hem siyasi hem de ekonomik açıdan zora sokulmak istendiğini belirtti. Saldırının, ülkeyi ziyarete gelen turistlerin yoğun olduğu bölgede yapılmasının korku ve kaosu tüm Dünyaya yaymak amacıyla yapıldığına dikkati çeken Kaya, bu tür eylemlerle turizmin hedef alındığını söyledi. Yabancıların Türkiye’ye gelmesinin engellenmek istendiğini ifade eden EGİAD Başkanı Seda Kaya, “Paris ya da İstanbul. Terörün hedefinde artık tek bir merkez tek bir ülke bulunmamaktadır. Bu saldırı sadece ülkemizde misafir olarak bulunan insanlara değil, tüm dünyaya yapılmıştır. Ülke ve coğrafya tanımayan teröre karşı bütün ülkeler ve devlet başkanları birlik olmak zorundadır” dedi.

Türkiye’deki turistik noktaların başında gelen yerlerden biri olan Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen ve 10 Alman turistin yaşamını yitirdiği canlı bomba eylemi, Türkiye gündemini sarsarken, ardı ardına gelen terör olayları turizme balta gibi indi. İzmir’in en önemli otel ve turizm şirketlerinin üye olduğu Ege Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya konuya ilişkin bir değerlendirmede bulundu. Ekim ayında Ankara Garı önünde gerçekleştirilen ve yüzden fazla insanın yaşamını yitirdiği canlı bomba saldırısı sonrasında, Türkiye’nin bir kez daha IŞİD’in hedefi olduğunu belirten Kaya, bu kez seçilen hedefin yılda yaklaşık 12 milyon turistin ziyaret ettiği ve İstanbul’un simgesi olan Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleşmesinin Türkiye’yi güvenli yerlerden çıkarmayı amaçladığını ve ülke turizmine de ağır darbe niteliğinde olduğunu kaydetti. Kaya, PKK ve IŞID’ın Haziran ayından bu yana gerçekleştirdiği kanlı terör eylemlerine eklenen Rusya krizi nedeniyle önemli ölçüde kan kaybeden turizm sektörünün, son olarak Sultanahmet Meydanı’nda bir turist kafilesine düzenlenen canlı bomba saldırısı ile büyük bir kaosun ortasında kaldığını üzülerek ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın turistlere yönelik, “Güvenlik içerisinde İstanbul’a gelebilirsiniz. Türkiye sizin evinizdir. Türkiye güvenliğinizin hiçbir şekilde tehlikede olmayacağı bir ülkedir” sözüne de değinen Kaya, bu tür açıklamaların, terör olaylarının ardı ardına yaşanması sebebiyle hedefine tam anlamıyla ne yazık ki ulaşamadığını ifade etti. Kaya, Haziran ayı öncesinde “En önemli turizm merkezi” olarak anılan Türkiye imajının, son gelişmeler akabinde terör ile anılmaya başlandığını söyledi. Rusya krizi sonrasında bu ülkeye ait turist sayısının 4,5 milyondan 500 binlere indiğini, çoğu rezervasyonun iptal edildiği hatırlatan Kaya,  PKK terörü ile sıfırlanan doğu turizminin, büyük şehirlerde düzenlen IŞID canlı bomba eylemleri ile Türkiye imajını yerle bir ettiğini vurgulayarak, “Bu yıl için toplam turist kaybımız 6 milyonu bulabilir. Türkiye’nin 2016 ve sonrası için turizm hedefleri tepetaklak oldu. Yıllık 30-35 milyar dolarlık turizm gelirinin 2016’da 20 milyar dolarlara gerilemesi söz konusu. Turizm sektörü yaklaşık 15 milyar dolarlık kayba doğru gitmekte. Rusların açığını Avrupalılarla kapatalım derken, şimdi Avrupalı turisti de kaybetme noktasına geldik. Son dönemde zaten AB ülkelerinden yapılan rezervasyonlarda yüzde 40 oranında yaşanan düşüş, Kuzey Avrupa ülkeleri için yüzde 60’ları buldu” dedi. Aslında terörün ülkesinin olamayacağını da vurgulayan EGİAD Başkanı Seda Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Paris’te ya da İstanbul’da. Terör nerde yaşanırsa yaşansın İnsanlığı vurmaktadır. Teröre göz yummak demek, Dünyamızı güvenli olmaktan çıkarmak demektir. Dünyanın birçok yerinde insanlar artık sokağa çıkmaktan korkar hale geldi. Terörden darbe yiyen tüm ülkelerin bu konuda ortak tavır alması gerekiyor. Bugün tüm ülke yöneticilerinin sen ben demeden bu ortak düşmana karşı ortak tavır alması zorunludur. İnsanların özgürce seyahat edemediği bir Dünyada, din dil, ırk ayrımı gözetilmeden ortak birliğe gidilmesi şarttır.”